-
1 bir don bir gömlek
в полуразде́том состоя́нии, полуразде́тый -
2 bir gömlek üstün
a cut above -
3 bir gömlek üstün olmak
to have an edge on sb/sth, to be a cut above -
4 gömlek
gömlek <- ği> Hemd n; Überzug m; Futteral n; Hülse f; Muffe f; fig Generation f; TECH Mantel m; TECH (Glüh)Strumpf m; Aktendeckel m; BUCH Schutzumschlag m;bir gömlek etwas, eine Stufe, ein Grad;dosya gömleği Aktendeckel m;gecelik gömlek Nachthemd n;gömlek değiştirmek ZOOL Haut wechseln;gömlek değiştirir gibi fig wie eine Wetterfahne;gömlek eskitmek große Lebenserfahrung haben; ein langes Leben hinter sich (D) haben;gömleği kalın wohlhabend -
5 gömlek
(-ği)1) руба́шка; соро́чка; гимнастёрка2) чехо́л, футля́р, ко́жух, руба́шка; ги́льза; обши́вка, обёртка; оболо́чка; му́фта, вту́лка3) поколе́ние, коле́но4) сте́пеньbir gömlek — немно́го
bir gömlek farklı olmak — немно́го отлича́ться, име́ть небольшу́ю ра́зницу
5) па́пкаdosya gömleki — па́пка для досье́
-
6 gömlek
руба́шка (ж) соро́чка (ж)* * *озвонч. -ği1) руба́шка, соро́чкаgömlek değiştirmek — а) меня́ть руба́шку / соро́чку и т. п.; б) линя́ть; меня́ть ко́жу ( о змее); в) перен. меня́ть [своё] мне́ние / убежде́ние; меня́ть хара́ктер; меня́ть своё лицо́
deli gömleği — смири́тельная руба́шка
iç gömleği — нате́льная руба́шка, ни́жняя соро́чка
2) чехо́л, футля́р, кожу́хsu gömleği — водяна́я руба́шка, руба́шка охлажде́ния
3) поколе́ние, коле́но4) па́пкаbana bu dosya için bir gömlek bul — найди́ мне па́пку для э́того де́ла
5) анат. са́льник, дубликату́ра брюши́ны••- gömleğinden geçirmek -
7 bir
оди́н* * *1) оди́нbirimiz — оди́н из нас
2) одина́ковыйbenim için hepsi bir — мне всё равно́
3) еди́ныйbir bütün — еди́ное це́лое
4) како́й-нибудьbir kitap ver — дай каку́ю-нибудь кни́гу
5) како́й-тоsizi bir adam aradı — вас спра́шивал како́й-то челове́к
6) тако́й...bir yağmur tuttu ki — припусти́л тако́й дождь...
7) так (сильно и т. п.)bir düştüm ki... — я так упа́л, что...
bir tuhaf bakıyor — он так стра́нно смо́трит
8) то́лько, лишьbunu bir o bilir — э́то лишь то́лько он зна́ет
bir tat beğenirsin — ты то́лько попро́буй - понра́вится
9) разhaftada bir — раз в неде́лю
bu bir — э́то раз; э́то во-пе́рвых
10) -ка, ну́-каo yılları bir hatırlayın — вспо́мните-ка те го́ды
••bir çiçekle bahar / yaz olmaz — посл. одна́ ла́сточка весны́ не де́лает
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var — посл. па́мять о ча́шке ко́фе живе́т со́рок лет; ≈ добро́ не забыва́ется
bir koltuğa iki karpuz sığmaz — посл. ≈ за двумя́ за́йцами пого́нишься, ни одного́ не пойма́ешь
bir koyundan iki post çıkmaz — посл. с одно́й овцы́ де́сять шкур не сни́мешь
- bir âlembir uyuz keçi bir sürüyü boklar — посл. одна́ парши́вая овца́ всё ста́до по́ртит
- bir araba dolusu
- bir arada
- bir aralık
- bir araya gelmek
- bir aşağı bir yukarı
- bir atımlık barutu kalmak
- bir avuç
- bir ayağı çukurda olmak
- bir baltaya sap olmak
- bir başına
- bir baştan bir başa
- bir ben bilirim
- bir de Allah
- bir... bir...
- bir çekirdek geri kalmamak
- bir çırpıda
- bir daha
- bir daha yapmam
- bir dalda durmamak
- bir damla
- bir de
- bir de ne göreyim
- bir dediği iki olmamak
- bir derece
- bir dereceye kadar
- bir deri bir kemik
- bir don bir gömlek
- bir bu eksikti
- bir göz gülmek
- bir gün
- bir içim su
- bir kaşık suda boğmak
- bir kazanda kaynamak
- bir paralık etmek
- bir solukta
- bir şey değil
- bir tahtası eksik
- bir taşla iki kuş vurmak
- bir varmış bir yokmuş
- bir yastıkta kocamak -
8 chemise
-
9 бельё
сни́жнее бельё — iç çamaşırı
же́нское бельё — kadın çamaşırları
посте́льное бельё — yatak çarşafları
••в одно́м белье́ — bir don bir gömlek
-
10 исподнее
-
11 özürsüz
1.1) неопра́вданный (о действиях, поступках и т. п.)2) не име́ющий недоста́тков / изъя́нов / дефе́ктов2.özürsüz bir gömlek — руба́шка без дефе́ктов
беспричи́нно, неопра́вданноözürsüz geç kalanlar — опозда́вшие без уважи́тельной / безо́ вся́кой причи́ны
-
12 рваный
1) ( разорванный на части) yırtılmış; kopuk2) ( изорванный) yırtık (pırtık); delik ( дырявый); kaçık ( с опустившейся петлёй)рва́ные сапоги́ — altı delik çizmeler
на нём была́ рва́ная руба́шка — yırtık pırtık bir gömlek giymişti
-
13 alev
1) пла́мя; язы́к пла́мени; ого́нь2) сигна́льный флажо́к, вы́мпел; ма́ленький флажо́к (на конце пики)◊
alevden bir gömlek — бе́дственное положе́ние (букв. о́ гненная руба́шка) -
14 çubuklu
-
15 bordeaux
-
16 marron
-
17 pression
-
18 rosé
-
19 rosée
-
20 лёгкий
hafif; kolay; ince; zarif; çevik,atik; sıkıntısız; belli belirsiz,ince* * *1) ( по весу) hafif; yeğniон выступа́ет в лёгком ве́се — спорт. hafifte yarışıyor
2) (неплотный, тонкий) hafif, inceлёгкая соро́чка — ince gömlek
3) (изящный - о постройках и т. п.) zarif, ince4) hafifлёгкая пи́ща — hafif yemekler
лёгкий за́втрак — hafif bir kahvaltı
5) (подвижный, быстрый) çevik, atikлёгкие шаги́ — çevik adımlar
6) hafif, kolayлёгкая рабо́та — hafif / kolay bir iş
лёгкий слог — akıcı / sade bir üslup
7) ( развлекательный) hafifлёгкая му́зыка — hafif müzik
8) ucuzлёгкая побе́да — ucuz başarı
лёгкий за́работок — zahmetsiz bir kazanç; açıktan kazanılan para
9) sıkıntısız; hafifлёгкое наказа́ние — hafif ceza
лёгкая жизнь — hafif / sıkıntısız bir hayat
лёгкие ро́ды — kolay bir doğum
10) hafif; ince; belli belirsiz ( едва заметный)лёгкий тума́н — hafif / ince bir sis
лёгкая ра́на, лёгкое ране́ние — hafif yara
лёгкий прохла́дный ветеро́к — püfür püfür esen rüzgar
лёгкий таба́к — hafif / yavaş tütün
11) ( покладистый) uyuşkan; geçimli ( уживчивый)12) воен. hafifлёгкая артилле́рия — hafif topçu
••лёгкая промы́шленность — hafif sanayi / endüstri
с лёгким па́ром — sıhhatler olsun
у него́ лёгкая рука́ — eli uğurludur; eli hafiftir
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bir gömlek aşağı — birinden bir derece daha düşük … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir don bir gömlek — yarı çıplak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir gömlek fazla eskitmiş olmak — birinden daha yaşlı ve daha görmüş geçirmiş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömlek — is., ği 1) Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. S. F. Abasıyanık 2) Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yedi gömlek uzak — sf. Soyca veya yakınlık bakımından bir hayli uzak Ben onun yedi gömlek uzak adamlarından biriyim. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanlı gömlek gizlenemez — bazı kötü şeylerin gizlenmesi mümkün değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstün olmak (veya gelmek) — 1) benzerlerinden daha yüksek düzeyde olmak Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır. A. Ş. Hisar 2) bir kimseden veya bir şeyden daha yüksek, daha değerli olmak Aliço nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir. S.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyaz — is., Ar. beyāż 1) Ak, kara, siyah karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Müdür, arkasına beyaz bir gömlek giymiş, ellerini de göbeğinin üstünden kavuşturmuş. M. Ş. Esendal 3) Beyaz ırktan olan kimse Agni nin iki kızı var, biri beyaz, biri siyah. H. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Muhsin Ertuğrul — Born March 7, 1892 Yalova, Ottoman Empire Died April 29, 1979 Istanbul, Turkey … Wikipedia
Sagopa Kajmer — Pays d’origine Istanbul Turquie Activité principale Rappeur dj scratcheur producteur de musique Genre musical Rap turc Années d activité 1997 Aujourd hui Labels … Wikipédia en Français